kampfplatz 1:1
Eylül 2012
Orhan Koçak tartışmasız Türkçe şiirin yaşayan en önemli eleştirmenlerinden. Koçak kısa sayılabilecek sürede iki kitap birden yayımladı. Birinci, Bahisleri Yükseltmek, uzun süredir beklenen Turgut Uyar kitabıydı; ikincisiyse daha önce yayımlanmış yazılarını topladığı Kopuk Zincir. Bu iki kitabın da başlı başına tartışmayı hak ettikleri açık. Ne var ki burada her iki kitap için de iki çift laf etmekten öteye geçemeyeceğim. Başka bir bahiste yeri gelirse diye yeniden açmak üzere bırakıyorum bu ekmek kırıntılarını: 1) Bahisleri Yükseltmek kuramsal donanımı çok yüksek bir kitap ama öylesine bir çevrim kuruyor ki kitabı tartışmaya açmak olanaksızlaşıyor. Dilinin dolayımından sıyrılamıyorsunuz, nefes alacak hiçbir alan bırakmıyor. Kitap hakkında olumlu/olumsuz bir şey söylemek için çevrime girmek zorunda kalıyorsunuz. Yer yer bağlamdan kopuk bir biçimde yapılan ve takibi güçleştiren ara tartışmalar okurun dikkatini dağıtıyor. 2) Kopuk Zincir neden kopuk? Burada bir yandan bir özgürleşmeye, kurtulmaya gönderme yapılıyorsa bir yandan da bütünlük karşıtlığına bir gönderme var sanırım. Tabii bu iki noktadan tamamen ayrık, başka bir yerden soruyorum: Kopuk Zincir neresinden koptu? Eğer bu zincir bir tarihselliği işaret ediyorsa sanırım Koçak için zincir 2000 sonrası şiirde koptu. Kitaptaki en geç isim kırk yaşında. Şiiri belirginleşmiş isimler üzerine yazmak bir riski baştan bertaraf etmek değilse nedir?